Görsel

Lahitkaya Klasik (3150m) – Beklenmedik Zirve!

Lahitkaya Zirvesi (3150m)

Uzun bir aradan sonra tekrar dağa gidiyor olmanın heyecanı ve korkusu vardı üzerimde. YTÜDAK’a başladığım 2000 senesinde her faaliyet öncesinde heyecanlanır ve sabırsızlanırdım. Bu sefer sabırsızlık yerini ağır korkuya bıraktı! Bu; ayak bileğimin beni yarı yolda bırakacağı korkusuydu…Ayak bileğimi dağıttıktan sonra iki ameliyat geçirdim ve ilk ameliyatımdan sonra 47 gün evden dışarı çıkamadım. İstanbul gibi bir yerde 100m2 kapalı ortamda o kadar gün kalmak çok hoş değildi açıkçası. Aktif bir hayatın beklenmedik bir şekilde pasifize olması ve üstüne yaşanan onca ağır travma insanı farklı yerlere sürüklüyor… Ama bu süreci en iyi şekilde atlatmanın yolu geçmişi her şeyiyle geçmişte bırakmaktı.

Evde yalnız olduğum zamanlarda TV vs. seyretmek yerine arkadaşlarımın yardımıyla yaptığım düzeneklerde antrenman yapıyordum, bu en azından üstümdeki stresi atmama yardımcı oluyor ve beni formda tutuyordu. Ayrıca hiç okumadığım kadar yazı, makale, kitap okudum; Dağcılık tarihi, sporcu psikolojisi, antrenman anatomisi vs. Normalde vakit bulamadığım birçok şeye vakit buldum. Bu süreci de hep pozitif görmeyi tercih ettim. Ama yine de gerçekler insanın suratına acı gibi çarpıyor; dağılmış bir ayak bileği!

Bu süreçte en iyi şekilde tedavi olabilmenin yollarını da araştırdım elbette. Birçok doktor ve uzman ile görüştüm. İyi bir spor hekimliği kliniği ile fizik tedaviye başladım. Klasik bakış açısı olan yat-dinlen yerine üstüne gittik bileğin. İlk adımı atma süresini yarıya düşürdük, tam yük abandık bileğin üstüne erkenden. Önce günde 15.000 adım ile başladık sonra bunu 25-35 bin adıma kadar çıkardık. Her gün, her saat ve her saniye unutturmadı kendisini sağ olsun, üstüne dolaşım problemleri eklendi bunlara. Neredeyse her gece uyandırıyordu kabus misali. Bu şekilde yaklaşık 4,5 ay geçirdim ve Haziran ayının başlarında doktorumun ağzından çıktı beklediğim kelimeler. Düz zeminde hafif tempo koşulara ve arazide yürümeye başlayabilirsin, denemeden bilemeyiz dedi. Aynı gün bantta koştum 15 dakika, ilk dakikalar sekiyordum koşarken, unutmuşum koşmayı. Sonra ısındım ama ciddi baskı hissediyordum. Böylece antrenmanlara başlamış oldum.

Antrenmanlara başladıktan kısa süre sonra doktorumla istişare ederek hemen dağ planı yapmaya başladım. İlk aşamada dağa gidecek sadece arazide kısa kısa yürüyüşler yapacaktım.

26 Haziran Pazar sabahı Çiğdem ve Şükrü ile düştük yola. İyi hissedersem birazcık kaya da tırmanırım, belki karlı bir zeminde kramponla yürürüm bakarım bileğe diye düşünerek ne malzeme varsa attım bagaja, ne yapabileceğimi bilmiyordum çünkü… Bir yandan direksiyon sallıyor bir yandan heyecan ve korku ile düşünüyorum, bakalım ne olacak. 26 Haziran akşam üstü vardık dağın dibine. Salim abimize uğradık bayramlaşmak için, biraz sohbet ettik hep beraber. Ardından Şükrü’yü Sarımehmetler kamp alanına bıraktık. Biz Çukurbağ’a dönüp Reco’nun mekana, Aladağlar Camping Bungolow’a yerleştik. Ertesi gün Emli ormanından yürüyeceğiz Lahitkaya’ya doğru. Plan bu şimdilik!

Sabah erkenden kalktık, kahvaltı yapıp Sarımehmetler’e gittik. YTÜDAK’tan Levin de bize eşlik etmek istedi sağ olsun, onu da alıp orman girişine doğru yola koyulduk. Aracı ormana bırakıp saat 08.20 de hareket ederek yürüşe başladık. İçimdeki korku ve tedirginlik ile başladım yürüyüşe, dikkatli adım atıyordum saki hayatında ilk defa arazide yürüyen biri gibi. Bilekli botu da ilk defa giymişcesine anlam veremiyordum hissiyatına. Biraz fibulamı zorluyor bot, ağrı veriyordu. Ama devam ediyordum normal bir tempoda. 30 dakikada Akşam Pınarı kamp alanına vardık, 10 dakika daha yürüyüp bir köşede dinlendik. Ardından Sulağan Keler’e çıktık, kondisyon sağlam ayağın durumu da iyi gibiydi… Güzeller batı çanağına yükseldik hızlıca, oradan Lahitkaya’ya yöneldik. Lahitkaya doğu yüzünün güney sırtına bağlandığı yerden hafif boşluklu tırmanmaya başladık. Ayağın durumu iyi, bazı açılarda zorlanıyor ama sıkıntı çıkarmıyordu ve zirveye vardık (orman girişinden 4 saat 10 dakika gibi bir sürede). Daha önce Lahitkaya güney sırtından inmişliğim vardı fakat hiç klasik rotasından çıkmamıştım. Zirvede Levin’in filtre kahvesinden yudumlarken Çiğdem ile fotoğraf çekmeye başladık. Bir yandan zirveleri incelerken bir yandan ayak bileğimin inişte nasıl olacağını düşünüyordum. Basit ama benim için çok anlamlı bir zirve oldu. Etrafı seyrediyor ve dağda olmanın mutluluğunu en anlamlı şekilde tekrar yaşıyordum!

360° FOTO & VIDEO

Lahitkaya Zirvesi (3150m), Aladağlar